Ses, duygularımızı ifade etmek için kullandığımız en önemli araçlardan biridir. Merhameti, nefreti, sevgiyi, sevinci, ümitsizliği, acıyı ve özlemi sesimizle ifade ederiz. Hayatımız boyunca sesimiz çeşitli değişimlere uğrar. Doğduğumuz andaki sesimiz, ergenlik dönemindeki sesimiz ve yaşlandığımızdaki sesimiz birbirinden farklıdır ve bu değişim doğal bir süreçtir.

Ses telleri, gırtlak içerisinde bulunan iki hareketli organdır. Nefes alıp verme sırasında yanlara doğru açılırlar ve gırtlak kasları, ses tellerinin uzunluğunu kontrol ederek birbirine doğru yaklaşır ve titreşimi ayarlar. Ayrıca, ses telleri yutkunma sırasında yiyecek ve içeceklerin akciğerlere geçmemesi için yardımcı olur. Ses oluşumu, akciğerlerden gelen hava akımı ile gerçekleşir. Akciğerler, solunum havasını gırtlağa doğru iter ve gırtlaktaki ses tellerinin arasından geçen hava ile ses oluşur. Bu ses, ağız boşluğu, dil, dişler, burun boşluğu ve sinüsler aracılığıyla konuşma halini alır.

Yanlış veya kötü ses kullanımı, çeşitli sorunlara yol açabilir. Sesinden memnun olmayan kişiler, ses ameliyatı ile sesi güzelleştirme yoluna başvurabilir. Kalın veya ince sese sahip olanlar da çeşitli nedenlerle ses değişimine ihtiyaç duyabilir. Ses kısıklığı, sesin azalması veya hiç çıkmaması gibi durumlar da bu kapsamda değerlendirilebilir. Ses bozukluğu durumunda meydana gelen çatallaşmalar, titreşimler, boğuk ses ve diğer tüm ses değişiklikleri farklı sebeplere bağlı olabilir. Ancak bu değişikliklerin hepsi doğal olup, insan yaşamının bir parçasıdır. Bazı durumlarda sesin bozulması veya kısılması gibi rahatsızlıklar ise farklı bir olaydır.

Ses bozukluğuna sebep olacak etmenler çok çeşitlidir. Bazı hastalıklar ve susuz kalmak ses tellerimizi yıpratır. Ses organı, her türlü hastalıktan etkilenebilecek hassas bir yapıdadır. Bu durumlar arasında, kendiliğinden iyileşebilecek sebepler olduğu gibi tedavisinin ameliyat gerektirdiği hastalıklar da olabilir. Ses kısıklığının en belirgin sebepleri arasında gırtlakta iltihap, enfeksiyon, alerji, sigara, reflü, uzun süre bağırmak ve çığlık atmak gibi sebepler yer alır. Sesin kalitesi, ses tellerinin ne derece rahat hareket ettiğiyle ilişkilidir. Ses telleri, senkronize bir şekilde titreşirse, çıkan ses kulağa hoş gelir. Fakat zorlanarak bir araya gelirse, ses telleri kalıcı olarak hasar görebilir.

Ses kısıklığı uzun süre devam ettiğinde ve ses teli nodülü kalıcı hale geldiğinde, ses ameliyatına ihtiyaç duyulabilir. Ameliyat, genellikle boyun orta kısmından veya ağız içinden genel anestezi altında yapılır. Ameliyat sonrasında hastanede kalmak genellikle gerekmez ve ağrılı bir ameliyat değildir. Birkaç gün içinde hasta yeni sesine kavuşur. Bu aşamada ameliyat günü ve sonraki günlerde sulu gıdalar almak çok önemlidir. Nadiren ses tellerinde hasar oluşursa bu kalıcı olabilir. Ameliyat bölgesi birkaç hafta içinde iyileşir.

Ses ameliyatı, ince sesli erkekler ve cinsiyet değişimi sonrasında yapılan bir cerrahi uygulamadır. Bu durumda, boynun ön kısmından yapılan küçük bir kesi ile lokal anestezi altında gerçekleştirilir. Hasta uyanık olduğu için ses kalınlığı hastanın isteği doğrultusunda ayarlanabilir. Boğazda anestezi tüpünün etkisine bağlı olarak ağrı ve farenjit görülebilir. Bu durumda buz ve gargara yöntemi tavsiye edilmektedir.

Ses ameliyatı sonrasında anestezinin etkisine bağlı olarak hafif bir yorgunluk olabilir. Boyundan yapılan ameliyat kesisine bağlı olarak ağrı oluşabilir. Bu durumda ağrı kesici ilaçlar önerilir. Ses ameliyatı sonrasında ellerde uyuşma ve karıncalanma olması, kanda kalsiyum düşüklüğünü işaret eder. Kan kalsiyumu düştüğünde kalsiyum hapı verilir. Tedavi sırasında pansumanlar değiştirilir ve ameliyatı yapan doktor, bir hafta sonra kontrole çağırabilir.