Rahim alınması ameliyatı, tıp alanında histerektomi olarak adlandırılır. Eğer rahimde kanser, miyom, şiddetli kanamalar ve rahmin diğer organlara yapışması gibi bir durum ortaya çıkarsa ameliyat yapılması gerekebilir. Rahim alınması ameliyatı çoğunlukla miyomlardan kaynaklı yapılmaktadır. Miyomlar, rahimde ortaya çıkan, rahim duvarının dokusundan kaynaklanan, çapları genelde 1-15 cm arasında değişen iyi huylu tümörlerdir. Fakat daha büyük çaplara da ulaşabilen bu tümörler nadiren de olsa kötü huylu tümöre dönüşebilir. Bu tümörlere 25-35 yaş arası kadınlarda daha sık rastlanır.

İlerleyen yaşla beraber görülme sıklığı da artmaktadır. Rahimde görülen kanamaların ve yaşanan ağrıların sebepleri miyomlardan ve döl yatağı içinde yer alan polip adı verilen et parçacıklarından kaynaklanmaktadır. Rahim alınması ameliyatı sadece rahmin çıkarılmasıdır. Ameliyat sonrası hastalar bir daha hiç adet göremez. Rahim cinsel ilişkiyi sağlayan organ olmadığı için ameliyat sonrası cinsel ilişki kurulmasında bir farklılık oluşmaz. Döl yatağı zarının kalınlaşması, rahmin dışarı sarkması, adet ağrılarının şiddetli olması, kasık ağrıları, pıhtılı ve zor geçen adetler, ilişki sırasında aşırı derecede ağrı çekme gibi durumlar da rahim alınması ameliyatı için sebepler arasında sayılabilir. Ameliyat esnasında rahimle birlikte yumurtalıklar çıkarılmadığı takdirde menopoza ait belirti ve komplikasyonlar oluşmaz. Fakat rahim ile yumurtalıklar da çıkarılmış ise ameliyat sonrası hormon replasman tedavisine başlanır. Çünkü cerrahi şekilde gerçekleşen menopoz, doğal yoldan menopoza girişten çok hızlı olduğundan sıkıntılar ani bir şekilde gelişecektir.

Rahim alınması ameliyatı karından ve vajinal yoldan olmak üzere iki şekilde uygulanabilir. Fakat ameliyatların çoğu karın yolundan uygulanır. Ameliyat esnasında rahimi yerinde tutan tüm bağlar ve tüm damarlar özel aletlerin yardımıyla kesilir ve özel dikişlerle bağlanır. Rahim çıkarıldıktan sonra vaginal cuff adı verilen vajinanın kubbesi ve batın kapatılır. Bu sırada rahimle komşu olan idrar torbası, idrar toplama kanalları ve bağırsakların zarar görmemesi sağlanır.

İdrar kesesinin travmatize yaşamasından kaynaklı olarak hasta idrarını yapmakta zorlanabilir. O nedenle idrar sondası yaklaşık 1 gün kadar hastaya takılı bırakılır. İdrar ve gaita yaparken şiddetli ıkınılmamalıdır. Ameliyat günü hastanın ağızdan beslenmesi yasaktır. Özellikle posalı ve vitamin açısından zengin sıvılar tercih edilmelidir. Gaz yapıcı içeceklerden kaçınılmalıdır. Vücudun bağırsak hareketleri başladıktan hemen sonra, hastalarda sıvı gıdalarla beslenmeye başlanabilir. Hasta erken ayağa kalkmamalıdır. Dikişlerin tam iyileşebilmesi için ameliyattan sonraki 6 hafta içinde fazla ağırlık kaldırılmamalıdır. Banyo, su dökülerek yıkanma şeklinde olmalıdır. Ameliyat sonrası hastanın dikkat etmesi gereken en önemli konulardan bir tanesi de 6 hafta içinde cinsel ilişkiye girilmemesidir.