Obezite ameliyatı, vücut kitle indeksi (VKİ) 35 ve üzerinde olan ve uzman desteğiyle uygulanan beslenme, egzersiz ve ilaç tedavisiyle kilo vermede başarılı olamayan hastalara uygulanır. Ayrıca, VKİ 30 ve üzerinde olan ve diyabet, uyku apnesi, yüksek tansiyon gibi ek sağlık sorunları olan hastalara da uygulanabilir. Ameliyat öncesinde hastalara çeşitli tetkikler yapılarak, uygulanacak ameliyat türü belirlenir. Ameliyat öncesi doğurganlık çağında olan hastaların, ameliyatın uygunluğunu doktorları ile değerlendirmeleri önemlidir. Bunun sebebi, obezite ameliyatı olan kişilerin 2 yıl boyunca gebe kalmasının sakıncalı olmasıdır. Ameliyat sırasında robotik ya da laparoskopik yöntemler kullanılır, bu sayede hastalar konforlu bir iyileşme ve tedavi süreci yaşar.

Obezite ameliyatı, hastalara mide kelepçesi takılması, mide hacminin küçültülmesi ya da midenin bypass edilerek daha küçük hacimli olması gibi operasyonlarla yapılabilir. Hastalar bu sayede daha az yemekle doygunluk hisseder ve daha rahat kilo verir. Ameliyat türü, kişinin durumuna uygun şekilde doktorlar tarafından belirlenir.

Laparoskopik yöntemle yapılan obezite ameliyatında, trokar adı verilen hortum benzeri cerrahi aletler yardımıyla karın boşluğuna girmek için 5-10 mm çapında küçük kesiler açılır. Kameraya bağlı laparoskop, trokarın içine yerleştirilerek karın boşluğuna sokulur. Elde edilen görüntü ekranda takip edilerek, mide ve diğer karın içi organlar rahatça görülür. Ameliyat 5-6 kesiyle gerçekleştirilir ve özel cerrahi aletler kullanılır. Karın boşluğu, karbondioksit gazı verilerek şişirilir ve ameliyat bu şekilde tamamlanır. Operasyonun sonunda verilen gaz boşaltılır.

Ameliyat yöntemi ne olursa olsun, hastalar kilo vermeye başlar. Mide kelepçesi ve gastroplasti ameliyatlarına oranla gastrik bypass ameliyatı yapılan hastalar daha fazla kilo verebilir. Ancak bu yöntemlerin hepsi, başarılı şekilde obezite hastalarının kilo vermesini sağlar. Hastalar, mide bandı ve gastroplasti yönteminde bir yıl içinde %40-50 oranında, gastrik bypass yönteminde %70 düzeyinde kilo verebilir. Malabsorpsiyon yönteminde ise hastalar, bir yılda %80 düzeyinde başarı sağlar. Obezite ameliyatı olan hastalar, yaklaşık 18-24 ay boyunca kilo vermeye devam eder. Ancak hastalar, 2-5 yıl içinde verdikleri kiloların bir kısmını geri alabilir. Mevcut olan yüksek tansiyon, diyabet, uyku apnesi gibi rahatsızlıklar iyileşmeye başlar. Hastaların ruhsal açıdan daha iyi olması ve sorunların azalması gibi avantajları da vardır. Laparoskopik yöntemle uygulanan obezite ameliyatı, açık yönteme göre daha konforludur ancak elde edilen sonuçlar genellikle aynıdır.

Obezite ameliyatı olan hastalar, yaşam tarzlarında da değişikliklere gitmek zorundadır. Ameliyat sonrasında her istediklerini yiyebileceklerini düşünmemelidirler. Beslenmede katı ve sıvı yiyecekler olmalı, asitli içeceklerden uzak durulmalıdır. Hastalar, bu bilinçle ameliyat kararını vermelidir. Hem araştırma yapmalı hem de bir uzmana danışmalıdırlar. Obezite ameliyatı sonrasında gelişebilecek komplikasyonlar hakkında bilgi sahibi olmalıdırlar. Bu komplikasyonlar arasında:

Hastaların obezite ameliyatından sonra yaşam boyu dışarıdan vitamin ve mineral takviyesi alması gerekmektedir. Eğer buna uyulmazsa, kemiklerde ağrılar, D vitamini ve kalsiyum azlığından diş kayıpları, ciltte kuruma, yorgunluk hissi ve kan şekerinin düşmesi gibi problemler gelişebilir. Obezite ameliyatı olmak isteyenler, uzman bir doktordan destek alarak ameliyat kararını vermeli ve sonrasında yapacakları konusunda da bilgilenmelidir.