Göz Nakli Ameliyatı Göz nakli ameliyatı denilince herkesin ilgisini çeken ve merak uyandıran bir konudur. Bu konuda merak edenler haksız değildir, çünkü başkasının gözünden kendi dünyanızı görmek heyecan verici bir düşüncedir. Ancak çoğu insanın sandığı gibi göz küresinin tamamı nakil edilmez. Bu durum tıbbi olarak oldukça imkânsızdır. Bununla birlikte, göz sinirinde hasar olmadığı sürece gözün tamir edilebileceği birçok çalışma sonucu ortaya konmuştur. Aklınızdan geçen soru 'Peki göz sinirinde hasar varsa görme ihtimali var mı?' ise üzülerek söylemek zorundayım ki, göz sinirleri onarılmayan yapılardır. Var olan kornea ne kadar sağlam olursa olsun, beynin algılamasını ve görmesini sağlayan göz sinirleri bozuksa tamir edilemez. Kornea Nakli Bu zamana kadar bildiğimiz göz nakli ameliyatının doğru adı kornea naklidir. Kornea nakli, görme yetisini tamamen yitirmiş gözün değiştirilmesi değildir. Kornea nakli ameliyatı, kişinin çeşitli nedenlerle hastalığın oluşması veya tetiklenmesi sonucu iyileştirilebilir olan kısmın (gözümüzün saydam kısmının) kesit şeklinde alınarak yerine sağlam dokunun yerleştirilmesi işlemidir. Geçmişte, kornea nakli ameliyatında 6-9 mm çapında doku kesilerek alınır ve yerine yeni doku konulurdu. Ancak gelişen teknoloji ile bu görevi lazerle kesim yapan mekanizmalar üstlenmektedir. Göz Nakli Ameliyatına Neden Olan Rahatsızlıklar
Ameliyat Sonrası İyileşme Süreci Göz nakli ameliyatından sonra iyileşme sürecinde birkaç gün süren ağrı ve geçici görme kaybı yaşanabilir. Ancak bu süre uzarsa doktora başvurulmalıdır. Göz nakli ameliyatı sonrası gözün enfeksiyon kapmamasına dikkat edilmelidir. Gözün kurumamasına özen gösterilmeli ve doku reddini önleyici ilaçlar düzenli olarak kullanılmalıdır. Eğer bu tıbbi kurallara önem verilmezse tedavi amacına ulaşamaz. Sonuç olarak, göz nakli ameliyatı hakkında doğru bilgilere sahip olmak ve bu bilgilere göre hareket etmek, ameliyatın başarısı ve hastanın iyileşme süreci için kritik öneme sahiptir. Teknolojinin ilerlemesi ile birlikte, bu tür ameliyatların başarı oranı da artmaktadır. Ancak, göz sinirleri gibi onarılması mümkün olmayan yapılar olduğunda, mevcut tıbbi bilgiler ve teknolojilerle sınırlı kalınmaktadır. |